Divitimden Damlayan
Yaşar Koç | Yönetim ve Strateji Uzmanı
18 Ağustos 2025 | Ankara
Toplumların gelişimindeki en önemli dinamiklerden biri, bireysel yeteneklerin erken keşfedilmesi ve uygun şekilde yönlendirilmesidir.
İster sanatsal ister atletik veya bilimsel olsun, her birey gizli bir potansiyele sahiptir.
Ancak, bu potansiyelin hayata geçirilmesi yalnızca doğal yetenekle değil, aynı zamanda bireye sunulan eğitim, ekonomik ve sosyal fırsatlarla da doğrudan bağlantılıdır.
Bu nedenle, üstün yetenekli çocukların keşfi ve desteklenmesi yalnızca bireysel gelişim için değil, aynı zamanda ulusal kalkınma ve toplumsal ilerleme için de stratejik öneme sahiptir.
Üstün yetenekli bireylerin gelişiminde ailelerin rolü yadsınamaz. Nitekim birçok yetenek, ilk olarak bir öğretmenin duyarlılığı veya bir ailenin dikkatli gözlemiyle keşfedilir.
Ancak, yeteneğin sadece farkına varmak yeterli değildir; fırsatlarla desteklenmediği sürece, bu potansiyel zamanla kaybolabilir.
Örneğin, piyano çalmada olağanüstü bir yeteneğe sahip bir çocuk, doğru enstrüman, eğitimci ve aile desteğiyle sanatın evrensel dilini kullanarak harika eserler yaratabilir.
Öte yandan, aynı veya daha fazla yeteneğe sahip başka bir çocuk, maddi kısıtlamalar nedeniyle benzer fırsatlara erişemeyebilir ve yeteneği giderek kaybolabilir.
Bu, yalnızca birey için değil, aynı zamanda ülke için de geri dönüşü olmayan bir potansiyel kaybı anlamına gelir.
Bu bağlamda, devlet eğitim politikaları standart müfredatların uygulanmasıyla sınırlı kalmamalı; üstün yetenekli öğrencileri erken yaşta tespit etmek için bilimsel yöntemler geliştirilmeli ve eğitim programları onların bireysel ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelidir.
Bu sayede, çeşitli alanlarda başarılı olan bu bireyler hem kişisel gelişimlerini sürdürebilecek hem de toplumsal ilerlemeye katkıda bulunabileceklerdir.
Yeteneklerin keşfedilmesi ve desteklenmesi, yalnızca ailelerin kaynaklarına bırakılamayacak kadar önemli bir konudur. Devletin, üstün yetenekli bireyleri tespit etmek, geliştirmek ve topluma kazandırmak için eğitim sistemi içinde bütüncül politikalar geliştirmesi zorunludur.
Kaybedilen her yetenek, yalnızca bireysel bir kaybı değil, aynı zamanda telafisi imkânsız bir değer kaybını, ulusun geleceği açısından telafisi zor bir kaybı temsil eder.
Öte yandan, keşfedilip doğru şekilde desteklenen her birey, yalnızca kendi hayatını değil, toplumun ve ulusun geleceğini de aydınlatacak stratejik bir güç olarak ortaya çıkar.